Yüzüncü Ad

Yazar

Amin Maalouf; 1949 doğumlu Beyrut asıllı yazardır. 1976 dan beri Fransa’da yaşamakta ve kitaplarını Fransızca yazmaktadır. Annesi Türk kökenli Mısır yerleşimli olup babası Melkite katolik cemaatindendir. Asıl mesleği gazeteciliktir; 1975 de Lübnan’da çıkan iç savaşa kadar Lübnan’da, sonrasında, yerleştiği Fransa’da gazetecilik yapmıştır. Lübnan’ın ve Orta Doğu Bölgesi’nin sorunlarını bilen yazar bu bölgeye ait gerçekleri, yaşanmışlıkları ve günümüze kadar anlatılagelen hikayeleri romanlaştırmış ve birçok eser vermiştir.

Amin Maalouf’un kitapları Orta Doğuya ait bir doku barındırıyor. Yazar, kimi zaman o bölgeyi irdeliyor, kimi zaman bir dönemi yansıtıyor veya o bölgeye ait bilinen bir hikayeyi bizler için kurguluyor. Amin Maalouf’un her kitabında farklı bir dünyaya gidiliyor. Nitekim İlber Ortaylı Hocanın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” isimli kitabında yazardan övgü ile bahsediliyor.

Kitap

Yüzüncü Ad; Yaradan’ın doksan dokuz adet adı olduğu biliniyor ancak 1665’de bir söylenti O’nun yüzüncü bir adı daha olduğunu fısıldıyor kulaklara. Bu “Ad” bir kitapta yazıyor ve ona sahip olan; O Ad’ı söyleyen tüm dertlerinden kurtuluyor. Aynı zamanlarda bir söylenti daha duyuluyor; Gelecek yıl “Canavar” yılı olacak, kıyamet kopacak ve tüm dünya yok olacak. İşte bu iki söylentinin peşinden çıkılan bir yolculuğa ve yolun getirdiklerine tanıklık ediyoruz.

Kitap yorumu

Amin Maalouf’un bu eserinde 1665 yılına gidiyoruz ve bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu yolculuk hem fiziki bir yolculuk, hem de düşünsel bir yolculuk; geçmişi, alınan kararları, gelişen olayları sorgulayan bir yolculuk. Haydi gelin bu yolculukta bizi neler bekliyor kısaca bir göz atalım;

Bir kehanet, bir kitap adı söylentilerle kulaktan kulağa dolaşıyor ve sonunda Cübeyl’de yaşayan Cenevizli ünlü bir sahafın, Baldassare’nin, kulağına kadar ulaşıyor. Bu sahaf tesadüfen eline geçen bu kitabı bir soyluya vermek zorunda kalıyor ve henüz okuyamadan çok çabuk kaybediyor. Pişman oluyor ama iş işten geçiyor haliyle. Pişmanlığı öyle bir hal alıyor ki kitabın bilinmeyen yolculuğunun peşine düşüyor. Seyahate çıkmak için hazırlanan Baldassare, yeğenleri ve hizmetçisi ile beraber yola düşüyor. Onlara sonradan katılan gizemli bir yolcu yolun akışını ve kaderini değiştiriyor.

Ekibimiz, karadan yaptığı yolculuk ile Tarsus, Konya, Afyon, İstanbul gibi Osmanlı’ya ait yerleşim yerlerinde konaklayarak ve durumları gözlemleyerek ilerliyor. Sonrasında ise gemi yolculuğu başlıyor; Ege adalarından Ceneviz’e, Ceneviz’den İngiltere’ye ve pek çok yere uğrayarak anılar biriktiriyor. Kimi zaman bir salgın hastalık, kimi zaman bir yangın, kimi zaman savaş ve kimi zaman bir bilginin peşinden koşturmaca… Tüm bu olanların Baldassare üzerinde bıraktığı etkilere ve doğru kararları almak için çabalamasına şahit oluyoruz. Peki Baldassare aldığı kararlar ile ekibini bir arada tutabilecek mi?

Okuyucu tüm bu anıları seyahatname tadında okuyor. Yapılan yolculuk ve onu gün gün kağıda geçiren bir yolcu. Defteri sayfa sayfa çeviriyoruz ve yolcunun kaleminden başına gelenleri öğreniyoruz.

Peki bu yolculuk ekibi ne yöne götürecek? Yolculuk sonunda ekip üyeleri aradıklarını bulabilecekler mi? Baldassare, Yüzüncü Ad’ı öğrenebilecek mi? Tüm cevaplar bu kitapta… Öyleyse sizi Amin Maalouf’un etkili cümleleri ile yazılmış güzel bir kitap bekliyor…

Tarih, felsefe, aşk, yolculuk, macera ve din gibi konuların harmanlandığı bu akıcı romanı herkese tavsiye ediyorum ve keyifli okumalar diliyorum!!

Künye

Yazar: Amin Maalouf

Sayfa sayısı: 409 sayfa

Çevirmen: Samih Rifat

Özgün Adı :  Le Périple de Baldassare

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Arka kapak

Doğu’daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Embriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan’dan yollara düşer. Ertesi yıl, İncil’e göre “Canavar’ın Yılı”dır. Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu… Zamanın sonu!
Dünyayı ve Baldassare’yi kurtarabilecek tek şeyse, Yüzüncü Ad’dır. Kimselerin görmediği bir yazma Allah’ın, Kuran’da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlülere bildirilmemiş olan yüzüncüsü…
Tanrı’nın gizli ve yüce adı…

Korku, şaşkınlık, düş kırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun. Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk.
Sevincin, mutluluğun tek kaynağı aşk!…

Yüzüncü Ad’ için 7 yanıt

Add yours

  1. Merhaba..
    Tanıtımınızdan edindiğim izlenim kitabın konusunun çok gizemli ve ilgi çekici olduğu yönünde. Amin Maalouf gerçekten çok kaliteli bir yazar ve yazdığı tarihi romanları çok ünlü. Siz de kitabı çok güzel tanıtıp yorumlamışsınız, çok teşekkürler bu güzel kitap tanıtımı için, emeğinize sağlık..

    Liked by 1 kişi

  2. Amin Maalouf çok başarılı bir yazar ancak kitaplarının ağır ilerlediğini düşünüyorum.Bir anlık dikkat dağılımında kitaptan kopabilirsiniz. Yazarın dili , anlatımı ve konuları çok özgün ancak titizlikle okunması gereken bir yazar olduğunu düşünüyorum. Güzel yorum için teşekkürler 🙏☺️

    Liked by 1 kişi

    1. Yorumunuz ve katkınız için teşekkür ederim. 🙏👏👏Amin Maalouf hem doğunun hem batının içinde harmanlanmış bir yazar. Bu yüzden tespitleri yerinde bana göre 👌 keyifli okumalar diliyorum! 🙋‍♂️

      Beğen

Yorum bırakın

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın