Kaiken

Yazar

Jean-Christophe Grangé; 1961 doğumlu Fransız gazeteci, yazar ve senarist. Grangé, üniversite eğitimini aldıktan sonra reklam yazarı ve serbest gazeteci olarak haber ajanslarında çalışmıştır. Dünyayı gezerek yazdığı haber ve makaleleri çeşitli gazete ve dergilere satmıştır. Yine hazırladığı gezi-macera röportajları ve bilimsel röportajlar çeşitli dergilerde yer bulmuştur. Gazetecilik yaptığı süreçte öyküler de kaleme almıştır. 

Grangé, ilk kitabını 1994 yılında “Leyleklerin Uçuşu” ismi ile yayımlamıştır. İkinci ve ona asıl ününü getiren getiren kitabı ise “Kızıl Nehirler” isimli kitabı olmuştur. Grangé’nin yazım dili ve etkileyici ifadeleri okuyucuyu etkilemiş ve okuyucunun takdirlerini kazanmayı başarmıştır.

Kitap

Kaiken; Japon kültürüne meraklı Fransız bir Başkomiser, Olivier Passan, Naoko adlı Japon bir kadınla evli ve iki çocuk sahibidir. Ancak boşanmanın eşiğindedir. Görevinde başarılı olan Başkomiser Passan hamile kadınları öldüren ve yakan bir katilin peşinde koştururken Passan’ın evine birileri gizlice girmekte ve ona mesaj vermektedir. Kitapta, Passan’ın evindeki gizem ile katil peşinde koşturmacası birbirine girmiş bir şekilde ilerliyor. Fransa’da başlayıp Japonya’ya kadar giden gerilim, gizem ve macera dolu olaylar silsilesi devam ediyor.

Kitap yorumu

Aksiyon, gerilim, gizem, merak ve heyecan gibi unsurları çok iyi kullanan Grangé’den nefes kesici bir polisiye kitabı inceliyoruz. Polisiye-gerilim tarzında yazılmış “Kaiken” okuyucuya gerilim ve heyecanı hissettiriyor. Japon ve samuray kültürleri hakkında etkileyici bilgiler de veren kitap polisiye ve kültürü birbirine harmanlıyor. Eğer Grangé’ın kitaplarından ilk kez okuyacaksanız bu kitap iyi bir başlangıç olabilir.

Japon kültür ve geleneklerine aşırı ilgi duyan başarılı bir başkomiser, Olivier Passan, Japon eşi ile boşanma arefesindeyken Paris’te vahşi bir seri katilin peşine düşüyor. Doğumcu denilen bu katil hamile kadınları kaçırıp özel işkence yöntemleriyle öldürdükten sonra karınlarını deşip bebekleri çıkartıyor ve yakıyor. Passan, bu sapık katil ile ilgili delil toplarken öfke kontrolü bozukluğu nedeniyle açığa alınıyor. Ancak, Passan işin peşini bırakmıyor.

Passan, çözemediği bir sırrı öğrenmek için Paris’ten Japonya’ya uzanan bir araştırmaya girişiyor. Katil ise kitabın başından beri belli ancak son derece başarılı bir şekilde izini kaybettirmeyi başarıyor. Kitabın sonunda ise tüm gizemler çözülüyor ve merak zirveye ulaşıp kitabın tadı okuyucunun damağında kalıyor.

Usta kalemin yaratıcılığı, heyecanlı kurgusu ve akıcı dili ile çok başarılı olan bu kitabı hem polisiye-gerilim okumak istiyorum diyenlere hem de Japon kültürüne dair ilgi duyanlara kesinlikle tavsiye ediyorum. Herkese keyifli okumalar diliyorum!

Japon kültürüne dair izler olan bir diğer roman önerim;
-> “Şibumi“

Künye

Yazar: Jean-Christophe Grangé

Sayfa sayısı: 384 sayfa

Çevirmen: Tankut Gökçe

Özgün Adı :  Kaiken

Yayınevi: Doğan Kitap Yayınları

Arka kapak

Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda, Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.

Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransız yazar J. C. Grangé, tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu romanında okurlarını korkunç bir insan avının labirentlerinde dolaştırıyor. Başkomiser Olivier Passan, Japon karısı Naoko’yla boşanmanın eşiğindedir. Bu arada Fransa’nın Seine-Saint-Denis ilinde vahşi cinayetler işlenmektedir. Katil, hamile kadınların karınlarını yarıp, çıkardığı fetüsleri yakmaktadır. Passan bu cinayetleri Patrick Guillard adında bir adamın işlediğinden emindir ama Guillard her seferinde onun elinden kurtulur. Passan, Guillard hakkında derin bir araştırma yapar. Patrick Guillard’ın, anne babasının reddettiği, Çocuk esirgeme Kurumu’nun yurtlarında, koruyucu ailelerin yanında büyümüş, sorunlu bir çocuk ve doğuştan hermafrodit olduğunu keşfeder. Cinsiyetini seçme yaşına gelmeden, ameliyatlarla, testosteron iğneleriyle erkek olmasına karar verildiğini anlar. Bir kaçıp kovalamaca Passan’ın hayatını değiştirecek ve olaylar hiç de beklenmedik bir yönde gelişecektir.

Kitapları tüm dünyada ve Türkiye’de aylarca çok satanlar listesinden inmeyen Grange, polisiye gerilim alanındaki tüm birikim ve yeteneğini Kaiken’e yansıtmayı başarmış. Olaylar yine soluk kesecek nitelikte, gerilim yine üst düzeyde. Grangé sevenlerine heyecanlı ve zevkli bir okuma vaat ediyor.

Kitaptan; “Koruyucu eldivenlerini taktı, cesedi odanın diğer ucuna kadar yerde sürüdü ve atıkların boşaltıldığı lağım çukurunun kapağını açtı. Acı ve keskin asit kokusu boğazını yaktı. Suyun yüzeyinde yansımasını gördü. Solgun, olağanüstü bir heykeli andıran, sadece yok etmeyi düşünen, kapkara dalgalarla şaşkın bir siluet… Kendine olan inancı daha güçlü bir şekilde geri geldi. Bu akşam, Gece Süvarisi burada olacaktı. Onun peşindeydi. Onun yapacağı en ufak hareketi, yanlışlığı kolluyordu. Öyleyse harekete geçme zamanıydı. Ayağıyla cesedi yuvarladı ve üzerine su sıçramaması için geriye kaçtı. Çukurdan yanmış et kokusuyla daha yoğunlaşan iğrenç kokulu bir duman yükselirken, gözlerini kapattı ve kollarını açtı. Son yeniden doğuş bu akşamdı.”