Satranç

Yazar

Stefan Zweig, Avusturya-Macaristan imparatorluğunda, Viyana’da 1881 yılında doğmuştur. 1942 yılında ise yerleştiği Brezilya’da intihar ederek hayatını sonlandırmıştır. Biyografi ustası olarak bilinen Zweig Viyana Üniversitesinde felsefe bölümünü bitirmiştir. Psikolojiye duyduğu ilgi ve Sigmund Freud’dan etkilenmesi neticesinde eserlerinde, özellikle biyografilerde, psikoloji alanındaki birikimini kullanmıştır. Roman ve öykü yazarlığının yanı sıra oyun yazarlığı ve gazetecilik de yapmıştır.

Aslen yahudi bir aileden gelmekte olan yazar zamanının en popüler ve en üretken yazarıydı. Ancak Naziler dönemine gelindiğinde eşi ile birlikte Brezilya’ya kaçtılar ve bunalımları sonucunda orada intihar ettiler.

Yazarın tarihi süreçte neler yaptığına kısaca bir göz atalım; I. Dünya Savaşında (Dünya Savaşı veya Büyük Savaş) savaşı destekler iken cephede savaşın gerçek yüzünü görünce savaş karşıtı tutum takınmış ve bu doğrultuda yazılar yayımlamıştır. Sonrasında, savaş dönemi tarafsızlığını ilan eden İsviçre’ye taşınmıştır. Savaş Bittiğinde ülkesine dönmüş ve orada eserler vermeye devam etmiştir. Ancak Nazilerin hükümet olması sonrasında Avusturya’nın ilhakı gerçekleşmiş ve Zweig kara listeye alınmıştır. Eserlerinin yakılması ve baskıya uğraması sonucunda ülke dışına kaçmak zorunda kalmıştır. Önce Avrupa’ya daha sonra da Amerika kıtasına gitmiş ve en sonunda Brezilya’ya yerleşmiştir. Brezilya’da, kendi iç dünyasını da yansıttığı “Satranç” isimli eserini yazmıştır.

Kitap

Yazar, “Satranç” isimli kitabında, II. Dünya Savaşı’nın insan ruhunda oluşturduğu yaralara, duygulara değiniyor. Özellikle savaşın merkezinde kalan ve ruhsal olarak baskı gören insanların yaşadıklarını ve çaresizliklerini gözler önüne seriyor ve tepkilerini dile getiriyor.

Bir gemi yolculuğunda vakit geçirmek üzere satranç turnuvası düzenleniyor. Satranç turnuvasında dünya şampiyonu Czentovic ve yolculardan Dr. B karşı karşıya geliyor. Dr. B, satranç oynadıkça, eskilerde ve derinlerde kalan anılarını hatırlamaya ve geçmişiyle yeniden yüzleşmeye başlıyor; Çok zor psikolojik süreçlerden geçmiş bu yolcu için satranç oyunu önemli bir yer tutuyor ve bu anıların damgasını vurduğu çarpıcı bir kitap ortaya çıkıyor.

Kitap yorumu

Dr. B ile birlikte çıktığımız yolculukta, Dr. B’nin geçmişinde yaşadıklarına şahit oluyoruz. Ama ne geçmiş, işte burada kitap okuru içine alıyor ve psikolojik gerginliği, çaresizliği, yalnızlığı, hiçliği ve en ufak umut kırıntısına sarılmayı, yani ruha yapılan işkenceyi, bizlere çok iyi aktarıyor. Bu ufak umut kırıntısı ise bir kitap oluyor; evet bir kitap. Ancak kitap beklenenin aksine edebiyat değil bir oyun içeriyor; Satranç. Yaşadığı zor süreçte satranç kitabı bir nebze Dr. B’nin kurtarıcısı oluyor ve hayatını değiştiriyor. Ancak bu değişim aynı zamanda kalıcı bir hasar bırakıyor. Yıllar sonra gemi yolculuğu esnasında gerçekleşen satranç turnuvası Dr. B’nin iç dünyasında fırtınalar koparmaya yetiyor.

Yazarın Brezilya’da intihar etmeden önce yazdığı bu kitap, onun iç dünyasındaki fırtınaları da yansıtıyor. Ve savaşın yazara hissettirdiği o baskıcı yapıyı kitapta fazlaca buluyoruz. İnsan ruhunu daraltacak bir olayın içerisinde, merak ve endişe ile sonra ne olacak soruları okuyucuyu içine çekiyor ve kısa olan bu kitabı hemencecik okumayı sağlıyor. Merakla okunan çarpıcı bu kitap okuyucuyu derinden etkiliyor ve okurken içinde kaybolmayı sağlıyor. Stefan Zweig’e ait etkileyici bir eser okumak isteyenlere, insan psikolojisine dair güçlü tasvirlerle dolu bu kitabı tavsiye ederim.

Künye

Yazar: Stefan Zweig

Sayfa sayısı: 70 sayfa

Çevirmen: Necati Aça

Özgün Adı :  Schachnovelle

Yayınevi: Kopernik

Arka kapak

Satranç, hastalığa varan bir tutkunun kitabı…

Gestapo tarafından bir odaya kapatılan ve burada uzunca bir süre kalan Dr.B’nin hayatı bir gün, rastlantıyla eline geçirdiği bir santranç kitabıyla değişir. Kitap sayesinde satranca dair bütün incelikleri öğrenen Dr.B’nin bu uğraşı, büyük bir tutkuya dönüşür. Satranç, oyuna olan tutkusu yüzünden zamanla beyin hummasına yakalanan Dr.B’nin hem hikayesini hem de vedasını konu edinir. Karakter analizleriyle dönemin sıkıntılarını ve savaşın yaydığı mutsuzluğu gözler önüne seren kısa ama etkili bu kitapta, hem bir mücadeleyi hem de bu mücadele esnasında olayın kahramanı Dr.B’nin ruhsal gelgitlerini okumak mümkün.

Dünya edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Stefan Zweig’in sürgündeyken büyük bir ustalıkla kaleme aldığı ve intiharından kısa bir süre önce tamamladığı bu kitap, her bakımdan etkileyici, olağanüstü bir uzun öyküdür.

Satranç’ için 7 yanıt

Add yours

  1. En çok sevdiğim yazarlardan birisiyle karşı karşıyayım yine ☺️ Bir çok kitabını okudum hemen hemen hepsi de akıcı ve sıra dışı kurgulardı.Bu kadar güzel eserler yazan bir yazarın sonunun intihar olması beni hep üzer yaşasa kimbilir daha neler okuma fırsatımız olacaktı ☺️ Güzel bir eser ,güzel bir yorum teşekkür ederim 🙏

    Liked by 1 kişi

  2. Stefan Zweig’in birçok kitabını okudum ama benim favori kitabım kesinlikle Satranç’tır. Yazarın karakterlerin iç dünyasını anlatmadaki ustalığına şapka çıkartmıştım kitabı ilk okuduğumda. Bu kadar ince bir kitapta, (burası spoiler) bir hapishanede bir adamın iç dünyasının anlatılması belki ilk başta insanlarda sıkıcıdır algısı yaratsa da, okuyanlar için bambaşka bir tat var kitapta ve bu anlatımda. Bu kitabın, okuyanlar üzerinde satranç sevgisi yarattığını veya artırdığını okumuştum yapılan incelemelerde, kesinlikle doğru bence 🙂 sizin de kitap yorumunu çok keyifli olmuş, bir çırpıda okudum, teşekkürler..

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın