Kanadı Kırık Kuşlar

Yazar

Ayşe Kulin, 1941 yılında İstanbul’da doğdu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji mezunu olan yazar çeşitli gazete ve dergilerde muhabir, editör, yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı. Biyografi, roman, öykü, anı ve şiir gibi edebi dallarda eserler verdi. Televizyon dizi ve senaryo çalışmaları ile ve de yazdığı edebi eserler ile çeşitli ödüllere layık görülen yazar hayatının büyük bir bölümünü Amerika’da geçirdi. Yazar hakkında daha ayrıntılı bilgi için Everest yayınevinin sitesinde yer alan yazar sayfasına bir göz atmanızı tavsiye ederim.

Kitap

“Kendi vatanında bile yabancıdır kanadı kırık kuşlar”

Kitap, 1930’lu yılların Almanya’sında Nazi yönetiminin baskısından bunalan Yahudi asıllı tıp doktoru Gerhard Schlimann’ın ailesi ile birlikte ülkeyi son anda terk edişini ve Türkiye’ye gelişini anlatıyor. Kitabın başlarında, ailenin o yıllarda Türkiye’de yaşadıklarını; yaşam mücadelesini, bilimi yaymak için verdikleri çabaları ve karşılaştıkları engelleri anlatıyorken, devamında ailenin dört kuşak bireylerinin hayatlarına değiniyor. 1930’lu yıllardan 2000’li yıllara kadar olan bir süreci aktaran roman, Türkiye siyasi tarihine de arka planda yer veriyor. Bu nedenle hem tarih hem edebiyat severlere hitap edecek bir kitap olduğu söylenebilir.

1930’lu yıllardaki Türkiye’de gerçekleşen üniversite reformu ile Schlimann ailesinin ülkeyi terk etme süreci birbiriyle örtüşüyor ve ailenin Türkiye macerası başlıyor. Türkiye’ye gelen diğer Alman uyruklu profesörler gibi üniversitede kendine iş bulabilen Bay Schlimann bir yandan bilimsel çalışmalara yönelirken diğer yandan ailesi ve karşılaştıkları sorunlara eğilmek zorunda kalıyor. Daha sonrasında ailenin çocuklarının ve torunlarının yaşam mücadelesini ve tercihlerini görüyoruz.

Kitap yorumu

Keyifle ve merakla okuduğum bir kitabı daha tanıtmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hem tarih var içerisinde hem de edebiyat. Bir yandan hayatlara dokunurken diğer taraftan Türkiye siyasi tarihini görme şansına erişiyoruz. Türkiye’ye gelen Alman bilim insanlarının ve ailelerinin tercihlerini ve de yaşama sebeplerine göz atabiliyoruz. Kimi Türkiye’de kalmayı tercih edip Türk vatandaşı olarak vefat ederken kimi de başka ülkelere veya savaş sonrası Almanya’ya giderek orada yaşamlarını devam ettiriyor. Ayrıca, Türkiye’de yabancılara karşı bakış açısını da görme fırsatı buluyoruz. Bu bakış açısı kitapta bazen gazete haberlerinden bazen karakterlerin birbirleri ile konuşmalarından okuyucuya aktarılıyor.

Benim merak ettiğim konulardan birisi de 1930 lu yıllarda Almanya’dan gelen bilim insanlarının Türkiye’de bıraktıkları izlerdir. Kimi hukukçu, kimi müzisyen, kimi tarihçi, kimi doktor, kimi mimar ve daha birçok dalda Alman bilim insanı 1930’lar Türkiye’sinde üniversitelerde kurdukları kürsülerle veyahut gerçekleştirdikleri projelerle ülkemize imzalarını atmışlardır (Yazının en alt kısmında örnek olarak bir kaç Alman bilim adamından bahsedilecektir). Yine bu insanların Türk halkıyla kaynaşmasıyla ve aile hayatlarının kuşaklar boyunca evrilmesiyle bizden birileri olmuşlardır veyahut kendi istekleri ile ülkemizden ayrılmışlardır. Bu açıdan kitap bize Alman uyruklu vatandaşların yaşam mücadelesiyle ve onların kuşaklar boyunca karşılaştıkları sorunlarla ilgili bir bakış açısı kazandırıyor. Sıkılmadan okuyabileceğiniz bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim.

Sizin de okuyup beğendiğiniz bu tarz kitaplar varsa yoruma yazmanızı rica edeceğim. Bilgi paylaştıkça çoğalır. Keyifli okumalar diliyorum!

Künye

Yazar: Ayşe KULİN

Sayfa sayısı: 392 sayfa

Yayınevi: Everest Yayınları

İçindekiler

I – Ay Yıldız Vatanımız
1- Bize yine hasret düştü sayfa-15
2- Elveda vatanım sayfa-36
3- Zürih’te zaman sayfa-45
4- Ortasından deniz geçen şehirde sayfa-58
5- Yoktan var edilmiş şehirde sayfa-66
6- Bakanlıkta mucize sayfa-76
7- On yılda on beş milyon genç sayfa-80
8- Arapsaçı sayfa-86
9- Aksaklıklar sayfa-92
10- Aramızda casus mu var? sayfa-115
11- Ankara Ankara, senden medet umar her düşen dara sayfa-122
12- Türk övün, çalış, güven ve fesat üret sayfa-133
13- Ata’ya veda sayfa-145
14- Gece gelen telgraf sayfa-150

II – Ayrılık Zamanı
15- Susanne Schlimann’dan Suzan Şiliman’a sayfa-157
16- Hanna sayfa-167
17- Hanna’nın oyunu sayfa-176
18- Sürprizler sayfa-181
19- Suzan’ın yeni evindeki hayatı sayfa-186
20- Yıllar akarken sayfa-197
21- Suzan’ın seçimi sayfa-204
22- Bir eylül kasırgası sayfa-212
23- Beklenmeyen misafir sayfa-232
24- Değişen hayatlar sayfa-238
25- Yüzleşmeler sayfa-244
26- Adı ne olsun? sayfa-251
27- Madam’ın düğün hediyesi sayfa-254
28- Aranan kan bulundu sayfa-262
29- Çözülmeler sayfa-269
30- Bebek hayatın darbelerine karşı gardını şimdiden almış gibiydi sayfa-273
31- Sude’nin yaşamından kesitler sayfa-283
32- Hayata açılan kapılar sayfa-302
33- Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına sayfa-244
34- 1 Nisan şakası gibi bir çocuk sayfa-251
35- Kanadı kırık kuşlar sayfa-340
36- Direniş günlerinde aşk sayfa-355
37- Hayatın cilveleri sayfa-369
38- Ayrılık zamanı sayfa-384

Arka kapak

“Kendi vatanında bile yabancıdır  kanadı kırık kuşlar” 
1930’ların Almanyası… Nazilerin baskısından bunalan Yahudi asıllı tıp doktoru Gerhard Schlimann, çemberin yeterince daraldığını,  kendisi ve ailesi için tek çarenin kaldığını hisseder: Kaçmak…  
Ancak işsizliğin, savaşın habercisi toplumsal karmaşaların ve her yere yayılan ayrımcılığın cenderesindeki bir dünyada insanca yaşanacak bir yer bulmak hiç de kolay değildir. 
Zira Gerhard Schlimann ve diğer Yahudilere sözümona gelişmiş ülkeler bir bir sırt çevirirken, bir tek Avrupa’nın kıyısındaki genç bir  Müslüman ülke kucak açar: Türkiye Cumhuriyeti…  
Ayşe Kulin, Kanadı Kırık Kuşlar’da 1930’ların Almanya’sından 2000’lerin Türkiye’sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlatıyor bizlere. Sıradışı, güçlü, coşkulu, inançlı kadınların hikâyesi bu aynı zamanda. Elsa, Suzan, Sude ve Esra kendi sancıları ve değişimlerini vatanlarının çalkantıları ile iç içe yaşıyorlar. Kanadı Kırık Kuşlar, vatanı sevgi olan herkesin kalbine değecek…

Yazarın Notu:

1930’larda Türkiye’ye gelen Alman bilim adamlarını tek tek incelediğinizde ne kadar değerli olduklarını ve ülkemize bir çok katkıda bulunduklarını görebilirsiniz. Alman bilim insanlarından bazılarını burada belirtmek istiyorum;
1- Prof. Dr. Kurt Kosswig, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Enstitüsü Müdürü, eşi Leonore Kosswig ile birlikte 1938’de Manyas Kuş Cennetini keşfetti ve dünyaya tanıttı.
2- Clemens (Emin) Bosch, Eskiçağ tarihçisi ve nümizmatik uzmanı, İstanbul üniversitesinde tarih profesörlüğü yapmış ve İstanbul arkeoloji müzesinde görevler almıştır. Sikkelerin sınıflandırılmasında çok büyük katkısı olmuştur. Türkiye’de kalmayı tercih etmiş ve İstanbul’da gözlerini hayata kapatmıştır.
3- Ernst Eduard Hirsch, Hukuk profesörü, Ankara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitelerinde hukuk dersleri vermiştir. Hirsch, çeşitli kanunların, özellikle ticaret yasasının, hazırlanmasında öncülük etmiştir. Anılarını yazdığı “Anılarım” isimli kitapta; Türkiyenin ilk 30 yılı ile ilgili görüşler ve gözlemler bulunmakta ve üniversite hayatımızın nereden nereye geldiği gözlemlenebilmektedir.
4- Bruno Taunt, Mimar ve Şehir plancısı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara Atatürk Lisesi gibi mimari eserler bırakmıştır. Mezarı İstanbul’da bulunmaktadır.
5- Eduard Zuckmayer, Ankara Devlet Konservatuarını kurdu ve yönetti. Zuckmayer, vefat ettiği 2 Temmuz 1972 tarihine kadar Ankara’da kalarak üniversitede öğretim görevlisi, konser piyanisti, orkestra şefi ve Türk Hükümetinin danışmanı olarak görev aldı.

Kanadı Kırık Kuşlar’ için 5 yanıt

Add yours

  1. Zamanında çok büyük faydaları dokunan yabancı bilimadamları olduğu gibi ülkemize gelip de dönmeyen ve burasını ülkeleri kabul edip bir ömür boyu yaşayan çok kişi var. Kitabı okumak eğlenceli olacak.

    Liked by 1 kişi

    1. Bir ömür boyu yaşayıp Türk ismi alan, çoluk çocuğu Türkiye’de kalan ve hatta mezarı Türkiye’de olan çok insan var. Bu kitap onların hayatına bir pencere aralıyor. Keyif alacağınızı düşünüyorum.

      Beğen

  2. Yazarı “Sevdalinka” kitabıyla tanıma fırsatı bulmuştum. Kalemi; yalın, etkileyici ve sürükleyici gelmişti. Blog paylaşımlarınız kaliteli ve seçimleriniz vurucu.
    Yazarın elimde bulunan kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. ( Umut,Veda, Her yerde kan var.😊 )
    Güzel yorumunuz ve paylaşımınız için teşekkürler…
    Içerisinde okuduğunuz kitaplar olursa yorumunuzu büyük bir heyecanla bekleyeceğim…

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın