Vatan Yolunda

Kitap

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Vatan Yolunda” isimli eseri Milli Mücadele yıllarını resmeden önemli bir eserdir. Yazar İsviçre’de tedavi olurken, Anadolu’nun işgale karşı verdiği direniş hareketini takip etmekte ve milli bir heyecan duyarak yurduna dönmek istemektedir. Dönüş yolunda bin bir güçlükle karşılaşan Yakup Kadri, İstanbul’a vardığında da farklı bir atmosfer ile karşılaşmıştır. Bir süre İstanbul’da gazetecilik yapan yazar, Anadolu’ya geçerek milli mücadeleye katılmak için can atmaktadır. Anadolu’ya geçmesi ile birlikte milli mücadele serüveni başlamış ve gördüklerini not alarak bugünlere gelen bir anı bırakmıştır.

Kitabın sonunda Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yaşamına dair üç sayfalık bilgi verilmiştir. Ayrıca, yine kitabın sonunda yazar ve eserleri için yazılmış kitap ve tezlerin listesi sunulmuştur. Daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler bu kaynaklara başvurabilirler.

Kitap yorumu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu kitabın ön sözünde belirttiği gibi milli mücadele ateşinin ruhunda yarattığı heyecanı anılarında yansıtmıştır. Yazar, yurt dışından itibaren takip ettiği milli mücadele hareketini İstanbul’da ve Anadolu’da ayrı ayrı gözlemleme fırsatı bulmuştur. Milli Mücadelenin öncü komutanları ile tanışmış, onlarla sohbet etmiş ve savaşın cereyan ettiği yerlerde bulunmuştur. Milli mücadele sonrasında Yunan mezalimini tespit etmek için köy köy dolaşmış ve rapor hazırlayan heyette yer almıştır. Bir çok açıdan milli mücadeleyi gözlemleme fırsatı bulmuş yazarın anılarını içeren bu kitap milli mücadele dönemini yansıtması açısından çok değerlidir.

Genelde milli mücadele yıllarına ait kitapları ve anıları severek okurum. “Vatan Yolunda” kitabını da severek okuduğumu söylemeliyim. Yazarın heyecanını hissedebildim ve bende onunla birlikte milli mücadele saflarında gezerek yazarın gördüklerini görebildim. Tüm bir milletin tek bir amaç doğrultusunda birleşmesi ve mücadele etmesi insanın ruhuna ne kadar da iyi geliyor. Ümitsizlik yer yer kara bulut gibi milletin üstüne çökse de bir rüzgar gelip bulutları uzaklaştırmakta ümit bir güneş gibi yeniden gözükmektedir. Bu kitapta ümidi, ümitsizliği ve milletin azmini göreceksiniz.

Kitabın anlatım dili çok akıcı ve 192 sayfaya çok değerli gözlemler sığdırılmış. Bize miras kalmış bu kitap bana göre bir başucu kitabıdır. Okumanızı tavsiye ederim.

Benzer Kitap Yorumları

https://dogavekitap.wordpress.com/2021/06/22/istiklal-suvarisi-izmirin-kurtulusu/

Künye

Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Sayfa sayısı: 192 sayfa

İçindekiler

1- Önsöz

2- Milli mücadelemizin Avrupa’dan görünüşü

3- İstanbul’a doğru

4- Milli mücadelemizin İstanbul’dan görünüşü

5- Ankara’da

6- Yunan taaruzu ve sakarya harbi

7- İzmir’de görüşeceğiz

Arka kapak

İletişim yayın evinden çıkmış olan kitabın arkasında yer alan tanıtım yazısı aşağıdaki gibidir;

Yirminci yüzyılın ilk yarısında büyük bir üretkenlikle dergilere yazdığı şiir, öykü, makale ve eleştiri türü yazılarla Türk edebiyatı sahnesine adımını atan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanları, hikayeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla, en önemli edebiyatçılarımız arasında yer alır. Üslup özellikleri bakımından Yakup Kadri’nin 1910’dan 1974’e dek verdiği eserler Türkçe’nin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Eserlerinin konu ve fikir zenginliği de dil özelliklerinin çeşitliliğinden aşağı kalmaz. Yakup Kadri’nin Fransız edebiyatı etkisinde başlayan yazarlığı, 1920’lerden sonra özgün bir sese kavuşarak siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve birey psikolojisi irdelemelerine yönelir. Fecr-i Ati’den yetişmiş ama bunu izleyen elli yıl boyunca toplumsal koşullar, tarihi süreçler ve bireysel portreleri romanın dokusuna işlemek için roman tekniğiyle de boğuşmuş bir yazar olan Karaosmanoğlu’nun eserleri, hala tüketilmemiş ayrıntılarının tartışılıp incelenmesi gereken zengin bir “panoroma”dır.

Vatan Yolunda Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Mondros Mütarekesi’ni izleyen günlerde tedavi gördüğü İsviçre’den Türkiye’ye dönüşünü anlattığı kitabıdır. İtilaf Devletleri yenilen ülkelerin vatandaşlarına her türlü haberleşme ve seyahat yolunu kapattığı için, Yakup Kadri de Cenevre’den çıkamamaktadır. Avrupa milliyetçiliğinin doruk noktasına yükseldiği bu dönem hakkında Yakup Kadri şöyle yazar: “Meğer aklın, idrakin, meğer büyük harflerle ‘Hakikat’in de bir milliyeti varmış. Bu itibarla biz artık Avrupa tefekkürüne, Avrupalı’nın insaf ve adalet duygularına inanmaz olmuştuk.”