Türk süvari birliğinin İstiklal Savaşımızda önemli bir yeri olduğu aşikardır. Süvari birliğimiz, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” komutu ile dağılmış yunan ordusunu kovalayarak yönünü doğruca İzmir’e çevirmiştir. Yaklaşık 14 günlük bir süreçten sonra süvari birliklerimiz dört bir yandan İzmir’e girmiştir ve belli noktalarda Türk bayrağını göndere çekerek İzmir’in artık Türk yurdu olduğunu tüm dünyaya duyurmuşlardır. İzmir hükümet konağına Türk bayrağını çeken isimlerden birisi de Teğmen Ali Rıza Akıncı olmuştur.
Bu kısa açıklamadan sonra gelelim kitabın içeriğine; İstiklal Süvarisi kitabı bir istiklal savaşı hatıratıdır ve “dokuz eylül” çerçevesinde istiklal savaşı dönemine bir pencere açmaktadır. Bu pencereden bakanlar, 9 Eylül 1922’de İzmir’e ilk bayrağı çeken askerlerden Teğmen Ali Rıza Akıncı’nın hatıratını göreceklerdir. Sadece bu anılarla sınırlı kalmayan yazar o döneme şahitlik eden bir çok kişinin anılarına kısa kısa yer vermiştir kitabında. Kitabın sonunda kaynakça ve dönemin fotoğrafları bulunmaktadır. Bu konuda derinlemesine araştırma yapmak isteyenler kaynakçadan fazlası ile faydalanabileceklerdir.
Peki kitabın içerisinde kimlerin anıları vardır? Kitabın yazarı Yaşar Aksoy, Akıncı ailesinin aile dostu olup, Annesi ile Teğmen Ali Rıza Akıncı’nın eşi çok eski arkadaştırlar. Bu dostluğun vermiş olduğu yakınlık ile yazar, Akıncı ailesi mensupları ile sözlü tarih çalışmaları yapabilmiş, çok değerli fotoğraflara ve anı niteliğindeki eşyalara ulaşabilmiştir. Yazar ayrıca dönemin şahitleri olan kendi ailesi ve dönemin bazı komutanlarının akrabaları ile sözlü tarih çalışmaları yaparak değerli anıları not etmiştir. Bu kıymetli notlara da kitabında yer vermiştir. Yazar, kendi yaptığı sözlü tarih çalışmalarının yanı sıra dokuz eylül’ün hikayesini oluşturan yazıların/belgelerin bulunduğu gazete, dergi ve kitap gibi yayınların bazılarını alıntılamıştır ve o dönemde görev alan komutanların hatıratlarına kısaca yer vermiştir.
Kendi yorumuma gelecek olursam, kitabı okurken bir anıdan diğerine zamanda yolculuk yaptığımı hissettim ve olayların içerisine öyle daldım ki kimi zaman hüzünlendim, kimi zaman öfkelendim kimi zaman da sevindim. Kısacası tam bir duygu seli oldu benim için, belki biraz da göz yaşı dökmüşümdür. Şunu unutmayalım ki bu kitap bir kurgu değildir, geçmişten gelen gerçeklerin uzanarak bize dokunmasıdır. Mutlaka okunması gereken bu kitap, zor zamanda Türk azminin ne şartlarda neleri başarabileceğini gösteren bir başucu kitabıdır. Herkese keyifli okumalar diliyorum.
İstiklal Süvarisi kitabı beş bölümden oluşmaktadır. Ayrıca, zengin bir kaynakçaya ve değerli bir fotoğraf albümüne yer verilmiştir.
1. bölüm: “İstiklal Hatıratı” başlığında Teğmen Ali Rıza Akıncı’nın hatıratını içermektedir.
2. bölüm: “Dokuz Eylül’ün Hikayesi” başlığında dönemin komutanlarının hatıratları ile gazete, dergi ve kitaplardan alıntıları içermektedir.
3. bölüm: “Bizi Unutma İzmir” başlığında 30 Ağustos 1922 sonrası İzmir’e yönelen Türk ordusu komuta kadrosunun ve komutanların kısa geçmişlerini içermektedir.
4. bölüm: “Akıncı Ailesi” başlığında Akıncı ailesi ile alakalı kısa anıları içermektedir.
5 bölüm: “Tanıklıklar” başlığında yazarın annesinin (Zehra Aksoy) anılarını içermektedir.
Kaynakça: zengin olan kaynakçada konu ile ilgilenenleri besleyecek kaynaklar listelenmiştir.
Fotoğraf Albümü: 1- Ali Rıza Akıncı albümü 2- İzmir fatihleri albümü
Kitabın kısaca künyesi;
Yazar: Yaşar Aksoy
Sayfa sayısı: 264 sayfa
Kırmızı Kedi yayın evinden çıkmış olan kitabın arkasında yer alan tanıtım yazısı aşağıdaki gibidir;
Bu kitap, Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin-Suriye cephesinden sonra Bolşevizm yanlısı Yeşil Ordu’da, ardından Mustafa Kemal Paşa’nın İstiklal Ordusu’nda çarpışan, Fahrettin Altay Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu, 2. Tümen, 4. Alay, 2. Bölük Süvari Takım Kumandanı olarak, İzmir’e ilk giren ve Hükümet Konağı’na Türk bayrağını çeken Teğmen Ali Rıza Akıncı’nın şimdiye kadar hiç yayınlanmamış hatıratını sunar.
Kitap aynı zamanda İzmir’in Kurtuluşu destanıdır: İstiklal Ordusu’nun en altındaki aç, susuz, uykusuz, beş parasız, çıplak atına semersiz binen, kuru peksimetten başka bir şey yiyemeyen, atı ve tüfeğinden başka hazinesi olmayan ama vatan aşkı ile kavrulan insanların emperyalizme karşı destansı isyanının hikâyesi…
Doğa ve Kitap 
Kitabın yorumunu okurken inanılmaz bir heyecan oluştu. 😏🤔😊Çünkü yaşanmış gerçeklerin bendeki boyutu o zamanı yakınen hissettirmesi.Bu yüzden bu tarz kitapların kapaklarını farklı bir duygu ile aralıyorum.
Eminim ki listeme eklemem gerektiğini söylediğiniz bu kitap tat bırakan bir eserdir. En kısa zamanda okuyup tekrar yorumda bulunacağım. Emeklerinize sağlık ☘
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim. Anı tarzındaki kitapları severim. Bu kitap, bende büyük bir duygu seli yaşattı. Hem de o dönemde yaşamış ve hatırat bırakmış kişilerin eserlerine kaynakçada yer vererek bir kapı açmış oldu. Umarım siz de okur beğenirsiniz. Okuduktan sonra yorumunuzu bekliyorum efendim. 🙂
BeğenBeğen
Tarihimizi yeterince bilmiyoruz. Bu tür eserleri okumamız, özellikle bu tür hatıratlar ile o dönemi birinci elden öğrenmek yerinde bir tercih olur. Bu açıdan bu eser ile tanışmaya vesile olduğunuz için teşekkürler. 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Yorumunuz için teşekkürler 🙂
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.”
Bu kitap da ilk elden aktarılmış anıların günümüz dilinde kitaba dönüşmüş halidir. Bu sebeple kitabın önemi daha da artıyor benim gözümde. Mutlaka okuyun derim. Bir dost 🙂
BeğenBeğen
Tarihi kitapları okurken o anları yaşıyor gibi hissettiren kitapların lezzeti başka oluyor. yaşananları okuyunca hem o zor günleri anlıyoruz hem de atalarımıza olan gururumuz kabarıyor
BeğenLiked by 1 kişi
Anı kitapları birinci ağızdan o günleri anlatıyor ve kişinin değerli olan hislerini bize aktarıyor. Atalarımızla gururlanmamız için çok sebebimiz var. Kitabı öneririm. Keyifli okumalar diliyorum.
BeğenBeğen