Dönüşüm

Yazar

Franz Kafka, 1883’te Prag’da doğdu. Verem nedeniyle, 40 yaşında, 1924’te Viyana’da öldü. Kafka’nın ailesiyle ve çevresiyle olan ilişkileri, içinde yaşadığı toplum ve siyasal ortam onun hayata bakışını değiştirdi ve çevresine karşı yabancılaştı. Bu yabancılaşma sonradan eserlerinde yerini buldu. 1906’da hukuk doktorasını tamamlayan Kafka, iş hayatından bulduğu boş zamanlarda yazmaya başladı. İlk yapıtları “Bir Kavganın Tasviri” ve “Taşrada Düğün Hazırlıkları” idi. Kafka, eserlerinde günümüz insanının korkularını, yalnızlığını, kendi kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini yansıttı. Kafka, vasiyetinde bütün eserlerinin yok edilmesini talep etmiştir. Ancak, yakın arkadaşı Max Brod bu talebi yerine getirmeyip, eserlerinin basılmasını sağlamıştır. Eserleri, 20.yy da birçok eleştirmeni, sanatçıyı ve filozofu etkiledi ve etkilemeye devam etmektedir.

Kitap

Orijinal dilde ilk kez 1915 yılında yayımlanan kitap, 1986 yılında Türkçeye çevrilerek yayımlanmıştır. Kitap, uzun öykü veya kısa roman sayılabilir. Hikayede bir insanın böceğe dönüşmesi ve böcek gözünden okuyucuya hitap edilmesi, hikayenin modern fabl olarak görülmesini sağlamıştır. Kitapta aile içi dram, yalnızlık, bireyselcilik ve toplum konularına değinilmiştir. Daha gerçekçi bir ifadeye yer vermek için Franz Kafka’nın eserini nasıl tanımladığına bakmak yeterli olacaktır; “Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var… Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay.”

Kitap yorumu

“Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Bu cümle ile başlayan kitap beni heyecanlandırdı. Neden mi? Bir insanın farklı bir boyuta geçip orada fiziken ve bilinç düzeyinde mücadele etmesini okumak ve hayal etmek gerçekten farklı bir deneyim oluyor. Empati kurmamı sağlamasının yanında bilinç düzeyinde de zorlu bir süreç beni bekliyor. Bir düşünsenize odanızdasınız ve bir hayvana dönüşmüşsünüz. (Hayvanın ne olduğu farketmez) Kendinizi nasıl ifade ederdiniz? ya da edebilir miydiniz? Ailenizin diğer fertlerinin dönüştüğünüz hayvana karşı tavrı ne olurdu? Okuyucunun kafasında bu tarz sorular oluşturabilen ve beyin jimnastiği yapmasına yol açan bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Franz Kafka, insanca yaşama noktasına vurgu yapmak için bu kitabı yazmış olsa da bende farklı farklı kapılar açtı ve her bir okuyucu için de farklı kapılar açacağını tahmin ediyorum.

Gelelim kitaba; Gregor’un böceğe dönüşmesi ile birlikte karşılaştığı aile içi davranışlar birkaç şekilde gözlemleniyor; bir tanesi bir insanın böceğe karşı verdiği tepkiler olarak kendini gösterirken, bir diğeri evin geçimini sağlayan Gregor’un artık bunu sağlayamayacak olması nedeni ile bulunan çözümler oluyor. Aile bir böcek nasıl beslenir, ondan iğrenmeden ona nasıl yaklaşılır, duyguları nasıl anlaşılır vb değişik sorunlarla yüzleşirken aynı zamanda evin bazı odalarını kiraya vererek evin geçimini sağlamaya çalışmaktadır.

Gregor Samsa tarafında ise tam bir düşünce karmaşası var. Kendini vücuden kabul edememe, nasıl hareket edip, kendini nasıl ifade edeceğini bilememe kargaşası ve paniği içerisinde yaşadıkları onu olumsuzluğu itiyor. Tabi bir yandan da ailesine böceğe dönüşen benim bana zarar vermeyin mesajı vermek zorunda kalıyor. Şahsen bu duruma kendimi koyup düşünürken gerçekten yoruldum.

Ben kitabı genel olarak beğendim. Bu tarz farklı düşüncelere iten kitaplar beyin jimnastiği yaptırıyor okuyucuya ve empati kurmayı sağlıyor. Sadece hayvanlar anlamında değil insanın başka insanlar için de empati kurmasına yardımcı oluyor. Değişik bir fikirden yola çıkılarak yazılmış ve bir klasik olmuş bu kitabı herkese tavsiye ederim.

Yeri gelmişken, “Dönüşüm” kitabına gönderme yapan ve Gregor Samsa’ya ithafen yazılmış olan bir öykü mevcut. “Dönüşüm” kitabında insandan böceğe döneni gördük, ancak böcekten insana dönüşen birisinin öyküsünü “Kadınsız Erkekler” kitabında bulabilirsiniz. Merak edenleri Haruki Murakami’nin “Kadınsız Erkekler” kitabına ait yorum sayfasına alalım.

Kendime notlar

Kitabı okurken, eğer bir hayvana dönüşecek olsaydım hangi hayvan olmak isterdim diye kendi kendime sorarken buldum kendimi. Tabi bir kuşsever olarak “leylek” gibi uzun soluklu göç eden bir kuş türü olmak istediğimi zannediyorum. Bir leylek evde yapabilir miydi? öncelikle bazı leyleklerin çeşitli sebeplerle göç edemeyip yerleşik yaşadıklarını ancak ev içerisinde değil ama dış çevrede kendilerine yuva kurup yaşayabildiklerini belirtmek istiyorum. Bu nedenle dilediğim zaman aileme yakın çevrede bir çatıda veya ağaçta yaşayabilir ve yine dilediğim zaman uzak diyarlara göç edip farklı coğrafyaları keşfedebilirdim. Ne güzel değil mi? 🙂 Peki siz bir hayvana dönüşmek isteseydiniz hangisini tercih ederdiniz?

Blog yazımda yayımladığım fotoğrafa ait bir not bırakma gerekliliği hissettim; Okuduğum kitap Can Yayınlarına ait baskıydı ancak blogda yer alan kitap fotoğrafı İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkmış baskıya aittir.

Künye

Yazar: Franz Kafka

Sayfa sayısı: 104 sayfa

Çevirmen: Ahmet Cemal

Özgün Adı :  Die Verwandlung

Yayınevi: Can Yayınları

Arka kapak

Franz Kafka’nın 1915’te yayımlanan Dönüşüm adlı öyküsü, yazarın, anlatım sanatının doruğuna ulaştığı bir eseridir. Küçük burjuva çevrelerindeki yozlaşmış aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen bu uzun öykü, aynı zamanda toplumun dayattığı, işlevini çoktan yitirmiş kalıplara bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı bir biçimde dile getirir. Kitabın Değişim olarak bilinen adının gerçekte Dönüşüm olduğu, ifadesini Ahmet Cemal’in açıklamasında bulur: “Gregor Samsa’nın bir sabah kendini yatağında bir böcek olarak bulması, salt bir değişim değil fakat ‘başkalaşım’ dır. O, insanlığını koruyarak bazı değişiklikler geçirmemiştir; artık farklı bir canlı türü olmuştur. ”Bu açıklama, Kafka’nın eserini tanımlarken kullandığı ifadeyle de örtüşür: “Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var… Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay.”

Dönüşüm’ için 11 yanıt

Add yours

  1. Merhaba. Dönüşüm daha önceden okuduğum bir kitap. Yazarın kitabın kahramanı olan Gregor Samsa üzerinden bireyi ve toplumu resmettiğini düşünüyorum örneğin Samsa böceğe dönüşünce artık onun evine para getirmesinin imkansız olması ve ondan bir menfaat sağlayamayan ailesinin gitgide ondan uzaklaşması. Keyifli bir kitap ve keyifli bir kitap incelemesi… Teşekkürler 🙂

    Liked by 1 kişi

  2. Bu kitabı okuduğum da ilk düşündüğüm şey , insana yüklenen sorumlulukların kişiyi dönüştürerek değişime zorlaması olmuştu. Sorumlulukların altında ezilen ,her gün hiç sevmediği bir işe gitmek zorunda kalan ve ailesi tarafından adeta sömürülen Samsa’nın , ölen böceğe dönüşmüş olan bedeni değil de bu zorlu hayatının değişeceğine olan inancıydı belkide. Çok etkilendiğim ve her sayfasında evet bunu bende yaşıyorum , hissediyorum dediğim bir kitaptı.Yorumlayarak tekrar aynı hisleri yaşattığınız için teşekkür ederim ☺️

    Liked by 1 kişi

    1. Her okuyanda farklı bir etki bırakan ve hepimizin bir parçasını bulduğu bir kitap. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. 😊 keyifli okumalar diliyorum! 🙋‍♂️

      Liked by 1 kişi

  3. Yaptığım bir gezide cam fanus içerisinde Franz Kafka’nın “Dönüşüm” eserinin olduğu ufak bir minyatürle karşılaştım. Kocaman bir yatak, yatağın altında bir böcek.🕷
    Merak duygum öncelikle kitabın isminden başladı. Neden bir kitabın adı dönüşüm olabilir? 🤔Üzerine minyatür tasarımı görüncede dahada meraklandım 😊👍
    Kitap aslında yazardan ziyade okurun ne anladığını vurgulayan bir eser.
    Ben bu kitapta değişimden ziyade önem verdiğin şeylerin neler olduğunu gösteren bir aile ile karşılaştım. Zorlu bir hayatı olan Gregor’un elindekileri kaybedince ailesinin onu nasıl yalnızlığa terk ettiğini ve girdiği değişim sürecinde yalnız başına yaşadığı zorlukları okudum.
    Toplumsal baskılar, mutsuzluk, umutsuzluk, ruhsal çöküntüler ve kendi içine kapanmışlığın bunalımı farklı bir görüntüye büründürüyor insanı.
    Kitap güzel ve yalın anlatımıyla sıkmadı. Okunabilecek bir eser.
    Anlatımınız ve yorumunuz çok güzel. Kahveniz ve zamanınız bol olsun… Farklı bir yorumda buluşmak temennisi ile…

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın